İçeriğe geç
Ana sayfa » Düşük özgüven de yüksek özgüven de çocukluk döneminde belirleniyor!

Düşük özgüven de yüksek özgüven de çocukluk döneminde belirleniyor!

Özgüvenin düşüğü de yükseği de zarar veriyor

Özgüvenin, “kişinin kendini net ve rahat ifade edebilmesini, sosyalleşmesini, adaleti savunabilmesini, fikrini sunabilmesini ve kendine anlam katması” gibi ifadeleri kapsayan bir kavram olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, özgüvenin çocukluk yıllarından itibaren geliştiğine dikkat çekiyor. Düşük özgüven kadar yüksek özgüven gelişiminde hatalı ebeveyn tutumlarının etkili olduğunu kaydeden Çekin, sağlıklı ve dengeli bir özgüven gelişiminin önemini vurguluyor. Çekin’e göre düşük özgüven kadar yüksek özgüven de kişiye zarar veriyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, sağlıklı özgüven ve çocukların özgüven gelişimine ilişkin değerlendirmede bulundu. Özgüven gelişiminin çocukluk yıllarından itibaren gerçekleştiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Günümüzde en önemli kavramlardan biri haline gelen özgüven, yaşam içerisinde dengede ilerlemediği takdirde birtakım sorunlara yol açabiliyor” uyarısında bulundu. 

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, kişinin kendini net ve rahat ifade edebilmesini, sosyalleşmesini, adaleti savunabilmesini, fikrini sunabilmesini ve kendine anlam katması gibi ifadeleri kapsayan özgüven kavramının temelinde kişinin kendisine dair inançlarının yer aldığını söyledi.

Sağlıklı özgüven nasıl olmalıdır?

Özgüven duygusunun sağlıklı bir şekilde gelişmesi için dengeli bir bakış açısının önemli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Bireyin kendisine dair dengeli bir bakış açısının olması sağlıklı özgüveni betimlerken; düşük özgüven duygusunda daha çok yetersizlik ve değersizlik duyguları ön planda olur. Yüksek özgüven duygusunda kişinin sadece olumlu yanları ve mükemmeliyetçilik duyguları merkezde olur. Elbette iki ucun herhangi birinde olmak kişiyi yaşamsal faaliyetlerinde birtakım zorlanmalara maruz bırakmaktadır.” diye konuştu. 

Özgüven eksikliğinin temeli çocukluk yıllarına dayanıyor

Özellikle çocukluk çağının 2-6 yaş aralığında ailesiyle iyi ilişki kuramayan, sevilmeyen, akran zorbalığı yaşayan, ebeveynleri tarafından yeterince onaylanmayan kişilerin özgüven düşüklüğüne bağlı sorunlar yaşadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, partneri tarafından aldatılan bireylerin de zamanla özgüven düşüklüğüne bağlı sorunlar yaşadıklarının  görüldüğünü söyledi.

Özgüven düşüklüğü yaşayanlar kendilerini sürekli yetersiz görüyor

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, özgüven düşüklüğü sorunu yaşayan kişilerin kendileriyle ilgili yaşadığı değersizlik duygusu sebebi ile kendisi ile barışık olamaması, sosyal ve iş yaşamında fikirlerini beyan edememesi, kendini sürekli yetersiz görmesi, gündelik hayatında sorumluluk ve karar alamaması, ikna kabiliyetinin azalması, topluluk önünde konuşamaması ve sürekli kaygılı hissetmesi gibi durumlardan bahsedilebileceğini söyledi.

Aşırı özgüven de zarar veriyor!

Özgüven düşüklüğünün aksi olan yüksek özgüven duygusunun da birtakım zorluklar oluşturduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Günümüzün rekabetçi iş temposu ve aile fertlerinin ‘mükemmel ebeveyn’ olma arzuları gibi sebeplerle birçok kişide aşırı özgüven oluşmaya başlayabilmektedir.” uyarısında bulundu.

Yanlış ebeveyn tutumlarına dikkat!

Kişinin çocukluk döneminde sürekli ailesi tarafından ‘en mükemmel sensin, senden daha iyisi yok’ söylemlerine maruz kalmışsa, ‘çocuğumuz kendine güvensin’ mottosu ile olumlu ya da olumsuz her fikri onaylanmışsa kişinin diğer zıt uçtaki yüksek özgüven duygusunun beslendiğinin kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Böylece kişi olduğundan daha üst biriymiş gibi davranabiliyor. Olaylara ve kişilere karşı objektifliğini kaybedebiliyor. Kural tanımayabiliyor yahut burnunun dikine giderek her zaman bildiği o doğru kararın peşinden gidebiliyor.” diye konuştu.

Dünya çapında yapılan birtakım çalışmalarda yüksek özgüvenin kişilere verdiği zararın ortaya konulduğunu ifade eden Solin Çekin, “BBC’nin bin 700 kişi üzerinde yapmış olduğu bir çalışma sonucu yayınladığı ‘fazla özgüvenli olmanın tehlikeleri’ adlı makalede, erkeklerin yüzde 38’i bir kartalı, yüzde 23’ü bir kobrayı, yüzde 6’sı ise bir ayıyı yenebileceğini belirtiyor. Bunun dışında Yeni Zelanda’da yapılan bir başka araştırmada ise katılımcıların yizde 20’si bir uçağı destek almadan yere indirebileceklerini ifade ediyorlar. Aynı katılımcılara bir pilotun uçağı yere indirdiği 3 dakikalık kısa bir video izletiliyor ancak video içerisinde pilotun ne yaptığı tam olarak belli olmuyor ve videoyu izleyen pilotlar da video içeriğinde uçak kullanmaya dair herhangi bir bilgi olmadığını belirtiyorlar. Sonuç ise enteresan bir şekilde yüzde 20’den yüzde 30’a yükseliyor. Bu veriler bizlere artık ‘bir konu hakkında bilgimiz olmadan fikir beyan etmemizden de öte eyleme de geçebilecek riskte özgüven sahibi olunduğunu’ gösteriyor. Dolayısıyla aşırı özgüven çoğu zaman tehlike algısına dair muhakeme yapılamamasına sebep olabiliyor.” diye konuştu.

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, bir diğer önemli noktanın ise aşırı özgüvenin bir hastalık belirtisi ya da kişilik bozukluğu belirtisi olabileceği gibi özellikle iki uçlu duygu-durum bozukluğunun bir ucu olan ‘mani dönemi’ni de akıllara getirdiğini söyledi. Çekin, “Bu dönem kişinin aşırı özgüven içerisinde, enerjisinin yüksek, aşırı konuşkan, uyku gereksiniminin az olduğu belirtilerle kendini gösterebilmektedir.” dedi.

Her iki uç durumda da destek alınmalıdır

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, düşük özgüvende destek alınmasının önemine işaret ederek “Burada psikoterapiler çok önemli bir yer tutmaktadır. Önerildiği gibi aşırı özgüven içerisinde olan bireylerin de tıbbi destek alması mutlaka önerilmektedir.” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Beyaz Haber Ajansı